8 Ocak 2013 Salı

vodka lemon

İstanbul kar altında. 2009 yılında Providence'da yaşadığım kar, hala ömrümün en acayip, en müzikli karı olacak gibi duruyor (Erenköy'deki çocukluk karlarını saymazsak.)  Providence'daki odada, eski tahta pencereden gelen uğultuyu ve ayazı unutamıyorum. Şu an yoğun tipiyle yağıyor ama hem lapa lapa yağmadığı, hem de ana caddeye yakın olduğumuz için kar sessizliğini hissetmenin imkanı yok.

O zaman, yine Providence'da izlediğim o çok güzel kış filminden bir sahne iyi gider şimdi. Iraklı Kürt yönetmen Hinar Saleem'in Vodka-Lemon'unun meşhur otobüs sahnesi...


 





7 Ocak 2013 Pazartesi

Ne kitapsız, ne kedisiz

Bilge Karasu'nun dergi yazılarının toplandığı bu kitabını, yıllar önce üniversitede, ilk sınıfta okumuştum. Ayhan Aktar'ın sosyolojiye giriş dersi biterken bize verdiği, "okunası kitaplar" listesinde vardı adı kitabın. Etkilendiğimi hatırlıyorum. Yeniden okudum ilk yazısını; yani en çok etkilendiğim yazısını. 1987 tarihli yazının adı "Ne Kitaplı ne Kitapsız". İnsanın, özellikle de yazarın ya da okuyanın kitapla ilişkisinden bahsediyor. İki yerin altını çizmişim:

"Okun/a/mayan kitap, ölü bir nesnedir, bir yüktür. Ne yazık ki okunmuş kitapların birçoğu da zamanla böyle bir ölü yük olmaya adaydır. "

"Yaşamak, pek çok şeyden kopmasını öğrenmektir de."

Şimdi okurken şunları çizesim geldi:

"...okuduğumla kendi "ellik-imgem" arasında görünür bir bağ kurmak, derdim değil."

"Oysa nesne-kitaptan kopabilmek gerek. Metinden ya da öğreniden söz edilecek olursa diyeceğim ki, o metin sizi uzun ya da kısa süre besleyip yaşattıysa, ondan da kopmasını öğrenmek gerek. Özümlediğinizle yetinebilirsiniz...Bunları bir yazar, kitap üreten bir kişi söylüyorsa, birilerine bir süre yoldaşlık edebilecek, birilerini uzun ya da kısa bir süre besleyebilecek bir metin üretmiş olmanın mutluluğuyla yetinebileceğini çoktan öğrendiğindendir. Yazarın avuncu, 3200 yılı aşkın bir süre önce, bir papirüs üzerinde şöyle dile getirilmiş:

                      ...insan ölür, gövdesi yeniden toz olur
                      benzerlerinin hepsi toprağa döner yeniden
                      ama kitap, anısının ağızdan ağıza iletilmesini sağlar.
                      Bir kitap, sağlam bir evden yeğdir
                      ya da Batı'da bir tapınaktan,
                      bir kaleden de yeğdir...

                                                                     (Chester Beatty IV, arka yüz)  "