9 Eylül 2011 Cuma

Una briciola di morte

Sevgili ev sahibim, ev arkadasim, bana Perry Mason karakterini kendi hayatindaki inanilmaz etkisiyle tanitan-bu ayri bir yazinin konusu-, yasamiyla bana hep ilham veren canim Brunella her degisim icin, "una briciola di morte" der. Birazcik olum kirintisi...Yasanan, madem ki bitti; madem ki yeni bir surec basliyor, yasandigi gibi geri gelmeyecek hic bir zaman...O zaman, evet, birazcik olum kirintisi...

Floransa'da son aksamimin gelecegi gunu dusunmemistim hic. Simdi deneyimliyorum. Cok sevdigi bir sehre veda etmek zorunda kalan, hayati boyunca buruk birakilan insan hikayeleriyle dolu yakin tarihimiz...Ben secerek geldigim, cok sevdigim bir sehirden bambaska bir baglamda, bireysel sureclerle iliskili olarak, basindan beri bir gun gelecegini bildigim donme vakti geldigi icin ayriliyorum. O ufak kirinti, karnimda biraz agirlik yapiyor ama en azindan ben, bir gun geri donup bu sehirde yeniden vakit gecirmeyi, yillardir dolastigim sokaklarda yeniden yuruyup dolasmayi hayal edecek, bunu gerceklestirebilecek lukse sahibim...Donebilecek olmak cok guzel. Donemeyecek olmak, cok buruk...

Madem Floransa'ya veda ediyorum; o zaman o da bana ozellikle disarda cok yagmur yagdiginda, Brunella'nin evinin arka tarafindaki odamda, cok sevdigim masa lambasinin onunde otururken dinlemeye bayildigim Marlene Dietrich ile veda etsin...Bilir misiniz bu sarkisini, ben cok gec kesfettim...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder